Pazar

YAĞLAR

Yağlama; yağlama maddeleri kullanılarak deriye yumuşaklık, dolgunluk vermek ve homojen bir boyama elde etmek için uygulanan işlenti aşamasıdır. Yağlama ile liflerin yüzeyi yağ filmi ile kaplanarak lifler birbirinden ayrılır ve kurutma sırasında birbirine yapışmaz, derinin yumuşak ve esnek kalması sağlanır, ara kurutma uygulanan derilerin kolay ıslanması sağlanır.

Nötralizasyonun deri kesitinde homojen olması anyonik maddeler gibi anyonik yağın da deri yüzeyinde ve kesitinde homojen dağılmasını sağlar; deri tutumu yumuşak, boyama homojen olurken derinin fiziksel özellikleri de olumlu yönde etkilenir. Anyonik son sepi yapılmış derilerde kesit yağlaması daha iyi olur ve deri yüzeyi anyonik maddelerce doygun hale geleceğinden, anyonik boya maddeleri ile yapılan boyama işleminde, boya maddeleri deri yüzeyine çok az bağlanarak kesite işler ve yüzeyde renk açık olur fakat boyama homojen olur.
Krom derinin esas yağlaması nötralizasyon, son sepi ve boyama işlemlerinden sonra yapılır.
Esas yağlamanın dışında deride bazı özel tutumların sağlanması için ön ve son yağlamalar yapılır. Yağlama maddelerinin bir kısmı pikle, krom tabaklama, nötralizasyon ve son sepileme gibi işlem aşamalarında kullanılabilir.
İki aşamalı yağlama yapıldığında ön ve esas yağlama, üç aşamalı yağlama ön yağlama, ara yağlama ve esas yağlama veya son yağlama olarak adlandırılır. Son yağlama deride özel tutumlar istendiği hallerde, yağlama işleminden sonra yüzey yağlaması şeklinde uygulanır.
Süet ve nubuk derilerde katyonik son yüzey yağlaması ile parlaklık, “yazma efekti” ve yumuşak bir tutum elde edilir. Fazla yüzey yağlaması zımpara işlemi sırasında kaba ve uzun lif yapısı oluşmasına neden olur. Aşırı yüzey yağlaması nedeniyle zımpara kağıdı çabuk dolar ve deri yüzeyi yağlanır.
Zımpara işlemi sırasında derilerin statik yüklenerek toz tutmaları yağlamada alkil fosforik asit esterleri kullanılarak önlenebilir. Deride fazla yüzey yağlaması yapılmış ise, deri sıkma, açkı ve traşlama işlemleri sırasında kayarak zorluk çıkarır.

Bitkisel sepilenmiş deriler noniyonik esaslı yağlama maddeleri ile yağlandığında deri yüzeyi çok kayganlaşır deri ile çalışmak zorlaşır.

Ara kurutmalı deri tiplerinde (süet, giysilik, eldivenlik, nubuk vb.) yağlama iki aşamalı yapılmaktadır.
Birinci aşamada yapılan yağlama ile kurutma sırasında deri liflerinin birbirine yapışması önlenmekte, zımparalanma özelliği iyileştirilmekte ve derinin tekrar ıslatılması kolaylaştırılmaktadır. Mekanik işlemlerden sonra esas yağlama uygulanır.
Derinin ıslatılması zor olmamalı, fakat deri fazlaca suda çekmemelidir. Yağlar yeterince fikse edilerek lak tabakasına geçmesi engellenmelidir (flor antik finisaj vb.) . Derinin sırçası fazla yağlanmış ise finisaj örtü filmi deriye iyi bağlanmaz. Son sepileme yağlamadan sonra yapılırsa finisaj tabakasının deriye bağlanması zayıflamaktadır. Bu durum, derinin fazlaca su emmesi ile açıklanmaktadır. İdeal olan; su damlası metodu ile derinin ıslanma hızının 3-7 dakika olmasıdır. Metot, 1 mL suyun deri tarafından alınması için gerekli sürenin kronometre ile ölçülmesi şeklinde uygulanır. Kompleks aktif emülgatörler derinin su almasını önemli ölçüde azaltır. Yağlama maddesinde emülgatör olarak süksinik asit ve fosforik asit esterleri oranı arttıkça su alma miktarı azalmaktadır.

Boyanmış derinin ışık haslığı yağlama maddelerinden önemli ölçüde etkilenir, yağlama maddeleri deriye renk vermemeli, sararma gibi renk değişimi olmamalıdır. Boyanmış deride ışık haslığı istenilen hallerde sepi maddeleri, boya maddeleri ve yağlama maddelerinde ışık haslığının yüksek olmasına özen gösterilmelidir.

Kendiliğinden oksitlenme reaksiyonlarında ısı açığa çıkarma deriler ısınır hatta yanabilir. Bu olumsuz durum genellikle sıcak hava ile kurutmadan sonra istiflemede meydana gelir. Bu nedenle tünel kurutmadan sonra deriler ortam temparatüründe havalandırılıp ondan sonra istiflenmelidir.

Yumuşaklık, yırtılma dayanımı ve yüzey veriminin arttırılması için çok aşamalı yağlama yapılır. Burada, kullanılan ürünlerin sadece yağlayıcı özellikleri etkin olmayıp aynı zamanda tabii yağların homojen dağılımı, yağların deriye bağlanmasının ve deriye zayıf bağlanan maddelerin bağlanmasının arttırılması ve daha az yağlama maddesi kullanmakta amaçlanır. Wet-Blue derilerin işlenmesinde nötralizasyon ve son sepilemede yapılan ön yağlama ile deriler arasındaki farklılıklar giderilmeye çalışılır.

Pikle, krom tabaklama, alüminyum tabaklama ve bitkisel tabaklamada kullanılacak olan yağlama maddelerinde, erken emülsiyon kırılmasına bağlı çökme, yağ sıvaşmalarının olmaması için yüksek elektrolit ve aside dayanımının olması gerekir.
Tabii bazlı anyonik yağlama maddelerinden sülfite edilmiş ürünlerin elektrolit dayanımı iyidir.

SENTETİK YAĞLAR
Sentetik yağların hemen hepsi elektrolit ve asitlere karşı dayanıklıdır. Anyonik ürünler olarak öncelikle sülfite balık yağı ile parafin- ve klorparafinsülfonikasit, yağalkolsülfat gibi sentetik ürünler kullanılır.
Sıkı yapılı derilerde sülfite tabii yağ yumuşaklığı arttırırken, gevşek yapılı derilerde mukavemeti arttırmak ve deri yağlarını homojen dağıtmak için sülfoklorürlenmiş sentetik yağ kullanılması faydalıdır.
Piklede % 0.3-1.0 oranında anyonik yağlama maddesi, piklaj asitinden 15-30 dakika önce dolaba verilir.
Krom ve alüminyum tabaklamada da aynı miktarda yağlama maddesi kullanılır.

KATYONİK YAĞLAMA MADDELERİ
Katyonik yağlama maddelerinin krom ve alüminyum tabaklama maddelerine karşı yüksek elektrolit dayanımına sahip olmaları nedeniyle mineral tabaklama öncesi ve sırasında kullanılabilmelerine imkan sağlar.

Mineral tabaklama sırasında katyonik (+) yüklenmiş deri ile aynı yüke sahip olmaları nedeniyle deri kesitine çok iyi işlerler.

Katyonik yağlama maddeleri krom tabaklama başlangıcında ve sırasında % 0.5-2.5 oranında kullanılır. Katyonik yağlama maddeleri bitkisel sepi ve bitkisel – sentetik son sepilemede sadece istisnai hallerde kullanılırlar.
Stabiliteleri noniyonik emülgatörler ile sağlanmış olan yağlama maddeleri bu tür yağlamalar için pek uygun değildir, çünkü bu tür yağlama maddelerinde stabilite deriye bağlanma eğilimi yani affiniteden yüksektir. Kimyasal maddelerde stabilite arttıkça deriye bağlanma hızı azalır.

Noniyonik emülgatörler derinin su çekiciliğini arttırdığı gibi bitkisel sepi maddeleri ve fenol bazlı sentetik tabaklama maddeleri ile çökerler. Son tabaklamada kullanılan bitkisel tabaklama maddeleri noniyonik emülgatörlerin kullanımına bağlı olarak artan su alma eğilimini dengeler.

PİKLE VE KROM TABAKLAMA SIRASINDA YAĞLAMA
sırça boşluğu tehlikesi nedeniyle 1.5 mm’den daha ince derilerde uygulanır. Bütün ince napa deri türlerinde bu yağlama standart olarak uygulanır. Bu deri tiplerinde sepileme öncesi veya başlangıcında kısmi yağlama yapmadan yeterli yumuşaklık elde etmek zordur.

Nötralizasyon, son tabaklama sırasında kullanılan yağlama maddelerinde yüksek elektrolit ve asit dayanıklılığı gerekli değildir. Bu aşamada kullanılan yağlama maddelerinin 20-30 g/ L tuz konsantrasyonuna dayanıklı olması yeterlidir. Yağlama maddeleri nötralizasyon başlangıcından 10-15 dakika sonra veya son tabaklama başlangıcında dolaba verilir. Böylece ilave edilen son tabaklama maddeleri deri kesitine daha iyi işler. Bu aşamada sentetik ve tabii bazlı yağlama maddeleri traşlanmış ağırlık üzerinden % 2-6 oranında kullanılır.
Krom ve alüminyum son sepileme sırasında kullanılan yağlama maddelerinin yüksek elektrolit ve asit dayanıklılığına sahip olması gerekir.
Flotesiz tabaklama metotlarında istenilen yumuşaklık derecesine bağlı olarak % 0.5-3 oranında yeterli stabilitede yağlama maddesi sepileme sırasında kullanılır. Yağlama maddesi biraz seyreltilmiş halde tabaklama başlangıcında veya sırasında uygulanır.

Ön ve esas yağlama nedeniyle son tabaklama üzerine olumsuz bir etki olmaz. Son tabaklamadan önce ve son tabaklama sırasında yapılan ön yağlama, son tabaklamanın deri kesitine homojen işlemesini sağlar. Böylece derinin yumuşaklığı artar ve daha iyi bir kuru dolaplama yapılabilir.

YAĞLAMA YARDIMCI MADDELERİ
yağlama özellikleri olmadığı halde, yağlama maddelerinin etkinliğini arttıran maddelerdir. Yağlama yardımcı maddeleri; yağlama maddelerinin deri kesitinde homojen dağılmalarını, deriye kuvvetli bağlanmasını, ekstrakte edilebilen yağların azaltılmasını, yumuşaklığın artmasını, derinin mekanik özelliklerini iyileşmesini ve deri yüzeyinin renginin açılmasını sağlar. Yağlama yardımcı maddeleri kullanılarak daha az yağlama maddesi ile aynı yumuşaklık sağlanır.


YAĞLAMA MADDELERİ
tabii bazlı ve sentetik yağlama maddeleri olarak gruplanabilir. Kullanım tekniği yönünden ise emülsiye edilebilen ve emülsiye edilemeyen yağlama maddeleri olarak ayrılırlar.
Yağlama maddeleri iyon yapılarına göre anyonik, katyonik, noniyonik ve amfoter şeklinde sınıflanırlar.
Pratik için önemli özellikler yönünden yağlar; ışık haslığı, emülsiyon stabilitesi, yağlama efekti, kesit yağlama – yüzey yağlama, yağ dağılımı ve ekstrakte edilebilirlik gibi özelliklerine göre ayrıma tabi tutulur.
Diğer bir gruplama emülgatör ihtiva eden (anyonik, katyonik, noniyonik, amfoter) ve etmeyen (nötral) yağlama maddeleri şeklindedir.
Emülgatör ihtiva etmeyen (nötral) yağlar kimyasal metotlar ile değişikliğe uğratılarak yağlama maddelerinin ham maddelerini oluştururlar. Ayrıca ham paça yağı gibi hiç değişikliğe uğratılmadan yağ emülsiyonlarına katkı olarak kullanılırlar. Esterler, yağ alkolleri, oksidasyon ürünleri, klorlanmış ürünler ve hidrokarbonlar yağlama efektini iyileştirmek için yağlama maddelerinde nötral yağ katkısı olarak kullanılırlar. Klorlanmış ürünlerin yağ kusmasını önlediği tespit edilmiştir.

Emülgatör ihtiva eden yağlama maddeleri suda çözünebilen veya emülsiye edilebilen ticari olarak hazırlanmış yağlardır. Bir yağlama maddesinde tek emülgatör cinsi kullanılabileceği gibi uygun emülgatör karışımları da kullanılabilir. Emülgatörün iyon yapısı yağın iyon yapısını belirler.

ANYONİK YAĞLAMA MADDELERİ
yağlama maddelerinin en önemli grubunu oluşturur. Sülfate, sülfite, sülfone, sülfo klorürlü yağların uygun anyonik emülgatörler ile karışımı ile hazırlanır.

SÜLFATE ANYONİK YAĞLARIN
emülsiyonlarının elektrolit stabiliteleri iyi olmadığı için yüzeysel bağlanırlar. Deriye dolgunluk ve iyi bir tutum verirler, ışık haslıkları genelde düşük olduğu için az veya çok oranda sararmaya meyillidirler. Sülfate yağlar kullanılırken ortamda elektrolit bulunmamasına dikkat edilmelidir. Yüksek ısılarda ve uzun kurutmalarda sülfate yağlar az veya yüksek oranda bozulurlar. Benzer etki yüksek basınç ve ısılarda ütülemede de meydana gelmektedir.

SÜLFONE ANYONİK YAĞLAR
iyi bir dolgunluk ve tutum verir, boyamayı iyileştirir.

SÜLFİTE ANYONİK YAĞLAR
balık yağı esaslı olanlar yağlama maddeleri içinde en önemli grubu oluşturur. Elektrolit dayanımları çok yüksektir. Sülfite yağlar ve klorlanmış yağlar iyi bir iç yağlama yaptıklarından fiziksel mukavemet değerlerini arttırırlar. Ancak sülfite yağların kullanım oranı sırça boşluğu oluşturmayacak şekilde tespit edilmelidir

SÜLKLORÜRLENMİŞ ANYONİK YAĞLAR
iyi bir yağlama yaparlar fakat deriye kuru bir tutum verirler ve organik çözücüler ile yapılan ekstraksiyona dirençlidirler.

FOSFORLU ANYONİK YAĞLAR
amonyumoleat, yumurta albümini ve biyokimyasal yolla elde edilen fosforlu yağlar deriye kompleks yaparak bağlandıklarından organik çözücü maddelere karşı dayanıklıdırlar.

KATYONİK YAĞLAMA MADDELERİ
anyonik maddeler ile çöktüğü için kullanımı özel haller ile sınırlıdır. Genellikle boyama – yağlamadan sonra yüzey yağlamak için kullanılır. Bu uygulama ile renk koyulaşır, deriye yağlı bir tutum verir, derinin su almasını azaltılır. Nubuk ve süette parlaklık vermek için son yağlamada kullanılır.

AMFOTER YAĞLAMA MADDELERİ
anyonik maddelere dayanıklıdır, asidik ortamda katyonik yağlama maddeleri gibi iyi bir yağlama yaparlar. Yumurta sarısı, soya lesitini amfoter yağlama maddeleridir. Deriye dolgunluk ve yumuşaklık verirler.

NONİYONİK YAĞLAMA MADDELERİ
nötral yağlar ile noniyonik emülgatörlerin karışımı ile hazırlanır. Krom deriye affinitesi zayıftır, bitkisel sepilenmiş deriye affinitesi vardır. Bu nedenle kullanımı sınırlı olup diğer yağlama maddelerini iyon stabilitelerini dengelemek için kullanılır.

Yağlama floteli ve flotesiz olmak üzere iki şekilde uygulanır.
Flotesiz yağlama; ağır deriler ve teknik derilerin dolapta sıcak hava verilerek büyük oranda yağın deriye işletilmesi şekilde uygulanır. Deriler yaklaşık % 30 rutubet oranında iken yağlanır. Bitkisel tabaklanmış deriler en fazla 50 oC’de, krom tabaklanmış deriler 70-90 oC ısılarda yağlanır. Yağ olarak; sığır iç yağı, balık yağı (tran), okside yağ (degra), lanolin, mineral yağ karışımları kullanılır. Deriler bu yağ karışımı ile en az % 20 oranında yağlanır. Pratikte deriler sıcak hava verilen dolapta 15 dakika döndürülerek ısıtılır, önceden hazırlanmış sıcak yağ karışımı dolaba verilerek bir saat döndürülür, bu süre içinde dolaba sıcak hava verilmeye devam edilir. Sıcak ortamda kurutma yapılır.
Bitkisel tabaklanmış bazı sarraciyelik ve teknik derilerin sırça tarafı yağlanarak sırça esnekliği sağlanır ve kurutma sırasında bitkisel tanenlerin yüzeye çıkarak oksidasyonla leke yapması önlenir. Yağlama maddesi olarak mineral yağ, sentetik ester yağ ve sülfone Hint yağı kullanılır. Sırça tarafına % 2 oranında yağ tatbik edilir.

SULU ORTAMDA YAĞLAMA
sulu ortamda yağlamaya likör (licker) veya flotede yağlama adı verilmektedir. Yağlama maddeleri ve nötral katkı yağları önceden karıştırılıp sıcak su ile yağ emülsiyonları hazırlanır. Emülsiyonun iyon yapısı kullanılan emülgatör tipi ile belirlenir. Emülsiyon stabilitesi kavramı ise; yağ emülsiyonlarının optimum tanecik büyüklüklerini muhafaza etmelerini anlatır. Yağ bütünü ise; yağlama maddesinin hacimce % kaçının yağ olduğunu ifade eder.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder