àYağlama; yağlama maddeleri kullanılarak deriye yumuşaklık, dolgunluk
vermek ve homojen bir boyama elde etmek için uygulanan işlenti aşamasıdır.
Yağlama ile liflerin yüzeyi yağ filmi ile kaplanarak lifler birbirinden ayrılır
ve kurutma sırasında birbirine yapışmaz, derinin yumuşak ve esnek kalması
sağlanır, ara kurutma uygulanan derilerin kolay ıslanması sağlanır.
àNötralizasyonun deri kesitinde homojen olması anyonik maddeler gibi
anyonik yağın da deri yüzeyinde ve kesitinde homojen dağılmasını sağlar; deri
tutumu yumuşak, boyama homojen olurken derinin fiziksel özellikleri de olumlu
yönde etkilenir. Anyonik son sepi yapılmış derilerde kesit yağlaması daha iyi
olur ve deri yüzeyi anyonik maddelerce doygun hale geleceğinden, anyonik boya
maddeleri ile yapılan boyama işleminde, boya maddeleri deri yüzeyine çok az
bağlanarak kesite işler ve yüzeyde renk açık olur fakat boyama homojen olur.
Krom
derinin esas yağlaması nötralizasyon, son sepi ve boyama işlemlerinden sonra
yapılır.
Esas
yağlamanın dışında deride bazı özel tutumların sağlanması için ön ve son
yağlamalar yapılır. Yağlama maddelerinin bir kısmı pikle, krom tabaklama,
nötralizasyon ve son sepileme gibi işlem aşamalarında kullanılabilir.
İki
aşamalı yağlama yapıldığında ön ve esas yağlama, üç aşamalı yağlama ön yağlama,
ara yağlama ve esas yağlama veya son yağlama olarak adlandırılır. Son yağlama
deride özel tutumlar istendiği hallerde, yağlama işleminden sonra yüzey
yağlaması şeklinde uygulanır.
àSüet ve nubuk derilerde katyonik son yüzey yağlaması ile parlaklık,
“yazma efekti” ve yumuşak bir tutum elde edilir. Fazla yüzey yağlaması zımpara
işlemi sırasında kaba ve uzun lif yapısı oluşmasına neden olur. Aşırı yüzey
yağlaması nedeniyle zımpara kağıdı çabuk dolar ve deri yüzeyi yağlanır.
Zımpara
işlemi sırasında derilerin statik yüklenerek toz tutmaları yağlamada alkil
fosforik asit esterleri kullanılarak önlenebilir. Deride fazla yüzey yağlaması
yapılmış ise, deri sıkma, açkı ve traşlama işlemleri sırasında kayarak zorluk
çıkarır.
àBitkisel sepilenmiş deriler noniyonik esaslı yağlama maddeleri ile
yağlandığında deri yüzeyi çok kayganlaşır deri ile çalışmak zorlaşır.
Ara
kurutmalı deri tiplerinde (süet, giysilik, eldivenlik, nubuk vb.) yağlama iki
aşamalı yapılmaktadır.
Birinci
aşamada yapılan yağlama ile kurutma sırasında deri liflerinin birbirine
yapışması önlenmekte, zımparalanma özelliği iyileştirilmekte ve derinin tekrar
ıslatılması kolaylaştırılmaktadır. Mekanik işlemlerden sonra esas yağlama
uygulanır.
Derinin
ıslatılması zor olmamalı, fakat deri fazlaca suda çekmemelidir. Yağlar
yeterince fikse edilerek lak tabakasına geçmesi engellenmelidir (flor antik
finisaj vb.) . Derinin sırçası fazla yağlanmış ise finisaj örtü filmi deriye
iyi bağlanmaz. Son sepileme yağlamadan sonra yapılırsa finisaj tabakasının
deriye bağlanması zayıflamaktadır. Bu durum, derinin fazlaca su emmesi ile
açıklanmaktadır. İdeal olan; su damlası metodu ile derinin ıslanma hızının 3-7
dakika olmasıdır. Metot, 1 mL suyun deri tarafından alınması için gerekli
sürenin kronometre ile ölçülmesi şeklinde uygulanır. Kompleks aktif
emülgatörler derinin su almasını önemli ölçüde azaltır. Yağlama maddesinde
emülgatör olarak süksinik asit ve fosforik asit esterleri oranı arttıkça su
alma miktarı azalmaktadır.
Boyanmış
derinin ışık haslığı yağlama maddelerinden önemli ölçüde etkilenir, yağlama
maddeleri deriye renk vermemeli, sararma gibi renk değişimi olmamalıdır.
Boyanmış deride ışık haslığı istenilen hallerde sepi maddeleri, boya maddeleri
ve yağlama maddelerinde ışık haslığının yüksek olmasına özen gösterilmelidir.
Kendiliğinden
oksitlenme reaksiyonlarında ısı açığa çıkarma deriler ısınır hatta yanabilir.
Bu olumsuz durum genellikle sıcak hava ile kurutmadan sonra istiflemede meydana
gelir. Bu nedenle tünel kurutmadan sonra deriler ortam temparatüründe
havalandırılıp ondan sonra istiflenmelidir.
Yumuşaklık,
yırtılma dayanımı ve yüzey veriminin arttırılması için çok aşamalı yağlama
yapılır. Burada, kullanılan ürünlerin sadece yağlayıcı özellikleri etkin
olmayıp aynı zamanda tabii yağların homojen dağılımı, yağların deriye
bağlanmasının ve deriye zayıf bağlanan maddelerin bağlanmasının arttırılması ve
daha az yağlama maddesi kullanmakta amaçlanır. Wet-Blue derilerin işlenmesinde
nötralizasyon ve son sepilemede yapılan ön yağlama ile deriler arasındaki
farklılıklar giderilmeye çalışılır.
àPikle, krom tabaklama, alüminyum tabaklama ve bitkisel tabaklamada
kullanılacak olan yağlama maddelerinde, erken emülsiyon kırılmasına bağlı
çökme, yağ sıvaşmalarının olmaması için yüksek elektrolit ve aside dayanımının
olması gerekir.
Tabii
bazlı anyonik yağlama maddelerinden sülfite edilmiş ürünlerin elektrolit
dayanımı iyidir.
SENTETİK
YAĞLAR
àSentetik yağların hemen hepsi elektrolit ve asitlere karşı
dayanıklıdır. Anyonik ürünler olarak öncelikle sülfite balık yağı ile parafin-
ve klorparafinsülfonikasit, yağalkolsülfat gibi sentetik ürünler kullanılır.
Sıkı
yapılı derilerde sülfite tabii yağ yumuşaklığı arttırırken, gevşek yapılı
derilerde mukavemeti arttırmak ve deri yağlarını homojen dağıtmak için
sülfoklorürlenmiş sentetik yağ kullanılması faydalıdır.
Piklede
% 0.3-1.0 oranında anyonik yağlama maddesi, piklaj asitinden 15-30 dakika önce
dolaba verilir.
Krom ve
alüminyum tabaklamada da aynı miktarda yağlama maddesi kullanılır.
KATYONİK
YAĞLAMA MADDELERİ
Katyonik
yağlama maddelerinin krom ve alüminyum tabaklama maddelerine karşı yüksek
elektrolit dayanımına sahip olmaları nedeniyle mineral tabaklama öncesi ve
sırasında kullanılabilmelerine imkan sağlar.
Mineral
tabaklama sırasında katyonik (+) yüklenmiş deri ile aynı yüke sahip olmaları
nedeniyle deri kesitine çok iyi işlerler.
Katyonik
yağlama maddeleri krom tabaklama başlangıcında ve sırasında % 0.5-2.5 oranında
kullanılır. Katyonik yağlama maddeleri bitkisel sepi ve bitkisel – sentetik son
sepilemede sadece istisnai hallerde kullanılırlar.
Stabiliteleri
noniyonik emülgatörler ile sağlanmış olan yağlama maddeleri bu tür yağlamalar
için pek uygun değildir, çünkü bu tür yağlama maddelerinde stabilite deriye
bağlanma eğilimi yani affiniteden yüksektir. Kimyasal maddelerde stabilite
arttıkça deriye bağlanma hızı azalır.
Noniyonik
emülgatörler derinin su çekiciliğini arttırdığı gibi bitkisel sepi maddeleri ve
fenol bazlı sentetik tabaklama maddeleri ile çökerler. Son tabaklamada
kullanılan bitkisel tabaklama maddeleri noniyonik emülgatörlerin kullanımına
bağlı olarak artan su alma eğilimini dengeler.
PİKLE
VE KROM TABAKLAMA SIRASINDA YAĞLAMA
sırça
boşluğu tehlikesi nedeniyle 1.5 mm’den daha ince derilerde uygulanır. Bütün
ince napa deri türlerinde bu yağlama standart olarak uygulanır. Bu deri
tiplerinde sepileme öncesi veya başlangıcında kısmi yağlama yapmadan yeterli
yumuşaklık elde etmek zordur.
Nötralizasyon,
son tabaklama sırasında kullanılan yağlama maddelerinde yüksek elektrolit ve
asit dayanıklılığı gerekli değildir. Bu aşamada kullanılan yağlama maddelerinin
20-30 g/ L tuz konsantrasyonuna dayanıklı olması yeterlidir. Yağlama maddeleri
nötralizasyon başlangıcından 10-15 dakika sonra veya son tabaklama
başlangıcında dolaba verilir. Böylece ilave edilen son tabaklama maddeleri deri
kesitine daha iyi işler. Bu aşamada sentetik ve tabii bazlı yağlama maddeleri
traşlanmış ağırlık üzerinden % 2-6 oranında kullanılır.
àKrom ve alüminyum son sepileme sırasında kullanılan yağlama
maddelerinin yüksek elektrolit ve asit dayanıklılığına sahip olması gerekir.
Flotesiz
tabaklama metotlarında istenilen yumuşaklık derecesine bağlı olarak % 0.5-3
oranında yeterli stabilitede yağlama maddesi sepileme sırasında kullanılır.
Yağlama maddesi biraz seyreltilmiş halde tabaklama başlangıcında veya sırasında
uygulanır.
Ön ve
esas yağlama nedeniyle son tabaklama üzerine olumsuz bir etki olmaz. Son
tabaklamadan önce ve son tabaklama sırasında yapılan ön yağlama, son
tabaklamanın deri kesitine homojen işlemesini sağlar. Böylece derinin
yumuşaklığı artar ve daha iyi bir kuru dolaplama yapılabilir.
YAĞLAMA
YARDIMCI MADDELERİ
yağlama
özellikleri olmadığı halde, yağlama maddelerinin etkinliğini arttıran
maddelerdir. Yağlama yardımcı maddeleri; yağlama maddelerinin deri kesitinde
homojen dağılmalarını, deriye kuvvetli bağlanmasını, ekstrakte edilebilen
yağların azaltılmasını, yumuşaklığın artmasını, derinin mekanik özelliklerini
iyileşmesini ve deri yüzeyinin renginin açılmasını sağlar. Yağlama yardımcı
maddeleri kullanılarak daha az yağlama maddesi ile aynı yumuşaklık sağlanır.
YAĞLAMA
MADDELERİ
tabii
bazlı ve sentetik yağlama maddeleri olarak gruplanabilir. Kullanım tekniği
yönünden ise emülsiye edilebilen ve emülsiye edilemeyen yağlama maddeleri
olarak ayrılırlar.
Yağlama
maddeleri iyon yapılarına göre anyonik, katyonik, noniyonik ve amfoter şeklinde
sınıflanırlar.
Pratik
için önemli özellikler yönünden yağlar; ışık haslığı, emülsiyon stabilitesi,
yağlama efekti, kesit yağlama – yüzey yağlama, yağ dağılımı ve ekstrakte
edilebilirlik gibi özelliklerine göre ayrıma tabi tutulur.
Diğer
bir gruplama emülgatör ihtiva eden (anyonik, katyonik, noniyonik, amfoter) ve
etmeyen (nötral) yağlama maddeleri şeklindedir.
Emülgatör
ihtiva etmeyen (nötral) yağlar kimyasal metotlar ile değişikliğe uğratılarak
yağlama maddelerinin ham maddelerini oluştururlar. Ayrıca ham paça yağı gibi
hiç değişikliğe uğratılmadan yağ emülsiyonlarına katkı olarak kullanılırlar.
Esterler, yağ alkolleri, oksidasyon ürünleri, klorlanmış ürünler ve
hidrokarbonlar yağlama efektini iyileştirmek için yağlama maddelerinde nötral
yağ katkısı olarak kullanılırlar. Klorlanmış ürünlerin yağ kusmasını önlediği
tespit edilmiştir.
Emülgatör
ihtiva eden yağlama maddeleri suda çözünebilen veya emülsiye edilebilen ticari
olarak hazırlanmış yağlardır. Bir yağlama maddesinde tek emülgatör cinsi
kullanılabileceği gibi uygun emülgatör karışımları da kullanılabilir.
Emülgatörün iyon yapısı yağın iyon yapısını belirler.
ANYONİK
YAĞLAMA MADDELERİ
yağlama
maddelerinin en önemli grubunu oluşturur. Sülfate, sülfite, sülfone, sülfo
klorürlü yağların uygun anyonik emülgatörler ile karışımı ile hazırlanır.
SÜLFATE
ANYONİK YAĞLARIN
emülsiyonlarının
elektrolit stabiliteleri iyi olmadığı için yüzeysel bağlanırlar. Deriye
dolgunluk ve iyi bir tutum verirler, ışık haslıkları genelde düşük olduğu için
az veya çok oranda sararmaya meyillidirler. Sülfate yağlar kullanılırken
ortamda elektrolit bulunmamasına dikkat edilmelidir. Yüksek ısılarda ve uzun
kurutmalarda sülfate yağlar az veya yüksek oranda bozulurlar. Benzer etki
yüksek basınç ve ısılarda ütülemede de meydana gelmektedir.
SÜLFONE
ANYONİK YAĞLAR
iyi bir
dolgunluk ve tutum verir, boyamayı iyileştirir.
SÜLFİTE
ANYONİK YAĞLAR
balık
yağı esaslı olanlar yağlama maddeleri içinde en önemli grubu oluşturur.
Elektrolit dayanımları çok yüksektir. Sülfite yağlar ve klorlanmış yağlar iyi
bir iç yağlama yaptıklarından fiziksel mukavemet değerlerini arttırırlar. Ancak
sülfite yağların kullanım oranı sırça boşluğu oluşturmayacak şekilde tespit
edilmelidir
SÜLKLORÜRLENMİŞ
ANYONİK YAĞLAR
iyi bir
yağlama yaparlar fakat deriye kuru bir tutum verirler ve organik çözücüler ile
yapılan ekstraksiyona dirençlidirler.
FOSFORLU
ANYONİK YAĞLAR
amonyumoleat,
yumurta albümini ve biyokimyasal yolla elde edilen fosforlu yağlar deriye
kompleks yaparak bağlandıklarından organik çözücü maddelere karşı
dayanıklıdırlar.
KATYONİK
YAĞLAMA MADDELERİ
anyonik
maddeler ile çöktüğü için kullanımı özel haller ile sınırlıdır. Genellikle
boyama – yağlamadan sonra yüzey yağlamak için kullanılır. Bu uygulama ile renk
koyulaşır, deriye yağlı bir tutum verir, derinin su almasını azaltılır. Nubuk
ve süette parlaklık vermek için son yağlamada kullanılır.
AMFOTER
YAĞLAMA MADDELERİ
anyonik
maddelere dayanıklıdır, asidik ortamda katyonik yağlama maddeleri gibi iyi bir
yağlama yaparlar. Yumurta sarısı, soya lesitini amfoter yağlama maddeleridir.
Deriye dolgunluk ve yumuşaklık verirler.
NONİYONİK
YAĞLAMA MADDELERİ
nötral
yağlar ile noniyonik emülgatörlerin karışımı ile hazırlanır. Krom deriye
affinitesi zayıftır, bitkisel sepilenmiş deriye affinitesi vardır. Bu nedenle
kullanımı sınırlı olup diğer yağlama maddelerini iyon stabilitelerini dengelemek
için kullanılır.
Yağlama
floteli ve flotesiz olmak üzere iki şekilde uygulanır.
Flotesiz
yağlama; ağır deriler ve teknik derilerin dolapta sıcak hava verilerek büyük
oranda yağın deriye işletilmesi şekilde uygulanır. Deriler yaklaşık % 30
rutubet oranında iken yağlanır. Bitkisel tabaklanmış deriler en fazla 50 oC’de,
krom tabaklanmış deriler 70-90 oC ısılarda yağlanır. Yağ olarak; sığır iç yağı,
balık yağı (tran), okside yağ (degra), lanolin, mineral yağ karışımları
kullanılır. Deriler bu yağ karışımı ile en az % 20 oranında yağlanır. Pratikte
deriler sıcak hava verilen dolapta 15 dakika döndürülerek ısıtılır, önceden
hazırlanmış sıcak yağ karışımı dolaba verilerek bir saat döndürülür, bu süre
içinde dolaba sıcak hava verilmeye devam edilir. Sıcak ortamda kurutma yapılır.
Bitkisel
tabaklanmış bazı sarraciyelik ve teknik derilerin sırça tarafı yağlanarak sırça
esnekliği sağlanır ve kurutma sırasında bitkisel tanenlerin yüzeye çıkarak
oksidasyonla leke yapması önlenir. Yağlama maddesi olarak mineral yağ, sentetik
ester yağ ve sülfone Hint yağı kullanılır. Sırça tarafına % 2 oranında yağ
tatbik edilir.
SULU
ORTAMDA YAĞLAMA
sulu
ortamda yağlamaya likör (licker) veya flotede yağlama adı verilmektedir.
Yağlama maddeleri ve nötral katkı yağları önceden karıştırılıp sıcak su ile yağ
emülsiyonları hazırlanır. Emülsiyonun iyon yapısı kullanılan emülgatör tipi ile
belirlenir. Emülsiyon stabilitesi kavramı ise; yağ emülsiyonlarının optimum
tanecik büyüklüklerini muhafaza etmelerini anlatır. Yağ bütünü ise; yağlama
maddesinin hacimce % kaçının yağ olduğunu ifade eder.
No comments:
Post a Comment